Kayıtlar

Mayıs, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MUTLU OLMAK İÇİN Mİ VAROLDUK YOKSA VAROLDUĞUMUZ İÇİN Mİ MUTLUYUZ ?

Fikirlerim tükendi, yazacak hiçbir şey bulamıyorum. Boşluk hissi her yeri kaplıyor sanki.  Dünyaya haz almak, mutlu olmak için mi geldik ? Yani amacımız, birnevi hayatı n anlamı bu mu? Yoksa biz yaşadığımız, var olduğumuz, doğduğumuz için mi hayatımızın amacını mutlu olmaya adadık? Bu soru hakkında bir bilgisi ve fikri olan yorum kısmına yazabilir mi ? 

BENİM ADIM...

Benim adım Umut ESEN. 25 Kasım 2010 tarihinde Tekirdağ 'da doğdum ve Büyükyoncalı' da büyüdüm. Annem ve babam adımı gerçekten sembolik bir anlamda koymuşlar. Uzun zamandır bir evlat sahibi olmak isteyen çiftlermiş. Fakat bu uzun zaman boyunca gerçekleşmemiş. En sonunda zorluklarla da olsa hayata geldim. Küçükken bana en faydasını dokunduğunu düşündüğüm şey ben daha okuma yazma öğrenmemişken bana çocuklar için kısa hikaye kitaplarını almaları ve sesli bir şekilde okumalarıydı. Pinokyo, Peter Pan, Ali Baba Ve Kırk Haramiler, Alaaddin'in Sihirli Lambası, Sinbad, Guliver'in Gezileri... Kulağım daha okuma yazma bilmeden çoğu hikayeye ve yazıya aşina olmuştu. Sonra anaokulu, şu bu derken ilkokula başladık. 1 Kasım İlkokulu'nda okudum. Az iştahlı biriyim, bu yüzden kilo almada çocukluğumdan beri sorunlar yaşadım. Bu sorunlardan hala muzdaripim. Zayıf birisi olduğum için bunun dezavantajlarıyla ilkokulda karşılaştım ama sonradan bu sorun çok da önemli olmamaya başladı. Derk...

ZÜMRÜT SUYU

  İLK ÖNCE BİR HİKAYE, SONRA ŞİİR, SONRA SOHBET YAZISIYLA BU BLOG ÜÇE AYRILMIŞTIR. ŞİİR VE SOHBET  YAZISI HAFTAYA YAZILACAKTIR. BU YAZIDA YAZDIĞIM SOSYAL MESAJ İÇERİKLİ HİKAYEYİ OKUYUN.  YAZILIŞ TEKNİKLERİ -BİLDİĞİNİZ GİBİ- FARKLI OLSA DA KONU AYNI VE  NE YAZIK Kİ BU KONUYU EVDE,OKULDA,DÜKKANDA,TAKSİDE,DURAKTA,KAHVEHANEDE,ÇARŞIDA,PAZARDA KONUŞMAZSAK KONU UZADIKÇA UZAMAYA DEVAM EDECEK...  Hüseyin Yusuf diğer günlerden nedense farklı bir şekilde uyanmıştı. Dayısı ve teyzesinin annesi ve babasıyla alelacele ile konuştuğu çok belliydi. Genelde pazar kahvaltılarını ortak yaparlardı ama bugün salıydı ! Marangozların dükkanın yolunu tuttuğu,çırakların sımsıcak bir günde işe başladığı bir gündü salı; akrabaların eve aniden ziyarete gelip çocukların duymamaları için onları dışarı çıkardıkları bir gün değil. Oysa Hüseyin Yusuf, bugün tam da bunu yaşamıştı. Hüseyin Yusuf  7 yaşındaydı ve 7 yaşındaki çocukların gitmesi gereken yere -mektebe- gitmemişti. Yusufların bir ...

ÇALIKUŞU MU GÜLBEŞEKER Mİ BEN DE ANLAMADIM !

 Yani bir romanın iyi olup olmadığını bizim bilinçaltımız belirler. Ama objektif bir değerlendirme için en önemli kriter : O toplumda bıraktığı etkidir. Bunda hemfikiriz değil mi ? Kadınlara verilen değerin ve korunmasının  artması,eğitime verilen değerin artıp üzerine daha çok titrenilmesi,kız çocuklarına verilen "Feride" isminin artması gibi pek çok etken bu romanın toplumu etkilediğini gösterir. Ben tarafsız bir seyirci bakış açısıyla okuduğumda da bir eğitimcinin başarılı gözlemlerinin olduğunu fark ediyorum ( o kadar da eşek değilim ama eleştirilerim de var).  Kitabın detaylıca üstünden geçmeli miyim bilemiyorum, ne de olsa bu blog yazısını okuyan herkes okudu bu kitabı. En iyisi kronolojik ve sembolik anahtar kelimelerle ifade edeyim : Bir ayağı çukurda dünyaya gelmiş bir çalıkuşu, kafeste büyüyen bir çalıkuşu,kafesi sürekli eğip büken çalıkuşu,ilk önce baskıyla sonra keyifle aşk kuşunu bulan çalıkuşu,çok belli olan bir terk edilmeye maruz kalan çalıkuşu, kafesi kır...

SEVMEYİ SEVENLER YALNIZLIĞA DA AŞIK OLURLAR.

Çok sevdiğim bir film sözü var : " Eskiden gökyüzüne bakar, yıldızlar arasındaki yerimizi merak ederdik. Şimdi yere bakıp topraktaki yerimiz için endişeleniyoruz." ( Intrestellar) Hepimiz ondan geldik, tekrar ona döndürüleceğiz. Vücutlarımızdan çıkarılacağız . Post modern klasiklerde yalnızlık temasını işlerken yazarlar hep modern dünyadaki bir bireyin yerini işlerler. Kalabalıklar,insanlar,gruplar,topluluklar arasında yalnız kalması gibi. İşin dürüst tarafı : Ben yalnızlığı seviyorum. Tamam hepimiz bir yerlerde elbette ki başka bir canlı ile,başka bir insan ile etkileşim kurmaya muhtacız. Ben bizi rahatlatacak,o gruplaşmalardan ve fikir karmaşalarından, gıy gıydan biraz da olsa zihnimizi dinlendirecek o pozitif yalnızlığı seviyorum. Eskiden yalnız kalınca çok üzülürdüm, ama şimdi benim işime yarayacaksa bazen seviniyorum bile. Tabii bu hala yalnız kalınca başıboş insanların dırdırından kurtulduğum anlamına gelmiyor. Hala başım biraz şişiyor anlamsız konuşmalardan ve tüfekten...