OYUNCAKÇI
Ben ( evvela dokuzu yaşlarımdayken) sokaklarda yaşlı ve bunak arslanların (!) nargilelerinden öttürülen dumanlar gezerken, kasaplar okka okka tarttıkları 200 gramcık etlerle kedileri besledikten sonra kıskançlık ile kendilerine de pay alan köpekler sevinç naraları atarken, züccaciyeciler elalem ile pazarlık tartışması yaparken ; nadide annem ve aziz olmakla beraber ağırbaşlı olan babam sanırım başıboşluğumdan illallah etmişlerdi benden. Ben ise başıma buyruk kara saçlı kara gözlü bir oğlan olarak tek derdim sokakta arkadaşlarımla azıcık bir zaman dahi daha fazla oynayabilmekti. Arkadaş bulmak hiç de güç değildi. Sokağa bir çıktınız mı, mektepte teneffüsteyken kızıl adem elmalarını andıran kirazların olduğu ağaçların bulunduğu bahçede azıcık dolaştınız mı sizin ayağınıza gelen yiğitler göreceksiniz. Ben onlarla ne oynasam, ne yesem, nereleri gezsem nihayetinde aldığım zevk el-ruhumun en yüksek doruk noktalarına yükselirdi. Hiç gitmediğimiz yerlere gider, sığınaklar yapardık bazen. Bazen bostanlara işgalci bir ordu gibi girip karpuzlara dadanırdık. Bir fıskiyeye rast geldiğimizde kana kana su içip kendimize gelirdik. Bazen ise sadece eşek sudan gelinceye kadar geniş alanları olan, taş oyuklara sahip sokaklarda oynardık. O güneşli ve keskesin bir cehennem azametince olan havayla bir damla suya bir can gibi hasret çekinceye kadar, çarıklarımıza sanki bilenmiş bir bıçak saplanmış gibi bir ağrı gelinceye dek bildiğiniz kudururduk. Saklambaç, uzun eşek, köşe kapmaca, ebelemece, koşu yarışı, tekerleme uydurma...
Bazan ise Manav Rıfkı Efendi'nin dükkanını açmadığı zaman ondan izin alarak yırtık ürün çuvallarını alırdık. Sokağın en dış köşesindeki Fatoş Teyze'nin dikiş makinesinin marifeti bizim çuvallarımıza yamalar dikilmesini sağlardı. Bakkaldan bilyeler alıp misketlerimizi kendi kafamızda kurduğumuz oyuna dayalı pazarlık sistemine göre takas ederdik. Tabii o zamanlar oyuncak olarak sadece limanlarda denetim yapan babalarımızın bize getirdiği birkaç ahşap oyuncak veya dedelerimizin bize el yapımı yaptıkları sazlar dışında başka bir metalik yoktu.Bazen
Yorumlar
Yorum Gönder