DÜNYANIN EN ZOR (!) EYLEMİ : DÜŞÜNMEK
Okuyucu; bu yazıda köpek balıklarından, ay çiçeklerinden, vazolardan bahsetmeyeceğim. Doğrudan doğruya insanı ve insanın zihnindeki ön yargılaştırdığı konudan bahsedeceğim. Bu konu varolanın neden,nasıl, neyle varolduğunun üstüne düşünme çabasını anlatıyor. Evet başlıkta sizi yanılttım. Çünkü düşünmekten ziyade konumuz felsefe. Size bir soru : Düşünen her kişi felsefe yapmış olur mu? Ben şahsen bilmiyorum. Bilmek ister miydim : Hayır. Çünkü ben felsefenin düşünmekten değil, düşünmenin felsefeden geldiğine inanıyorum. Tıpkı zincirlerini birbirine bağlandığı gibi ben de evrenin nasıl oluştuğundan ziyade ( büyük patlama, yıldızların hiderojenden helyuma geçmesi, v.b) evrenin neden oluştuğuna kafa patlatmak istiyorum. Bence her eylemin, her olgunun önceki bir sebebi var ve biz zinciri çekerken zincirin her bağlanmış tarafı da beraber hareket ediyorsa o eylemler başka bir neticeyi o neticeler başka bir eylemi oluşturuyor. Fakat ne yazık ki insanlar felsefeye atıp tutmaktan zevk alıyor günümüzde! Size söyleyeyim, konu sebep aramaya gelince felsefeye başvuruyoruz. Fizik ve matematik departmanımız(!) ne yazık ki bu konuda meşgul aramaya atıyor bizi. E canım sen de daha küçüklükten itibaren pozitivist zırvalar atıp tutarsan o çocuk sadece gözlem ve deney yapmayı düşünmek ve sebep aramak sanır. " Felsefe karın doyurmaz!" lafını çok duydum. Haydi bir de "hobi olarak yine yaparsın!" deyin de tam delireyim. Herkes varolmak hakkında düşünmenin sadece Descartes'e özel olduğunu sanıyor! Oysaki benim ve bu yazıyı okuyan kişiyle Descartes arasında hiçbir farkımız yok entelektüel birikim açısından...Bu felsefe denilen şey öyle savaş meydanlarından, kan göllerinden, saldırı borozanlarının öttüğü diyarlardan geçmiyor! Aksine ; zambakların olduğu, geniş yaylaların bulunduğu, çoluk çocuğun hoplayıp zıpladığı bereketli ovalardan gidiliyor felsefeye... Efendim bir de felsefe ve bilimi karşılaştırıyorlar. İkisi aynı şey mi?! Felsefe bir sürü bilim dalından faydalandığı gibi bir sürü bilim dalının temelidir : fizik, matematik, tarih... Bu arada felsefenin yanında onu tamamlayan en iyi disiplin edebiyattır. Çünkü bir hitabet, bir kültür, bir ifade oluşturur edebiyat.Bunu da söylemeden geçmeyeyim dedim. Peki felsefe ve hayatın ilişkisi ne olacak? Onu da söyleyeyim :
•Ahlakını felsefe belirliyor,
•Analitik düşünmeni felsefe sağlıyor,
•Sorgulama dürtünü felsefe kesinleştiriyor,
•Hoşgörü ve empati konusunda felsefe seni koruyor,
•O çok ilahlaştırığın bilimin temeli olan mantık ve nedensellik ilkelerinin son noktasını felsefe koyuyor,
•Kendi benliğini tanıma yolunda felsefe sana rehberlik ediyor,
•Dil ve ifade bakımından kendi fikirlerini aktarmada felsefe ilkeleri sayesinde insanlara ilginç fikirlerini aktarabiliyorsun,
•Özgürlük( bu kavram hakkında yazı yazdım), adalet ve eşitlik gibi kavramlarda inceleme yapıp toplumda devrim yapmanı felsefe sağlıyor,
•Kültürel mirası aktarma motivasyonunda felsefe sana rehberlik ediyor,
•En önemlisi de hayatın anlamını sana düşündürmeye katkı sağlıyor.
Sen hala felsefeye boş iş gözüyle mi bakıyorsun? Bakış açını değiştirmekte saklı her şey, bakış açını değiştirmek için de her şeyi bilmek zorunda da değilsin ha...Benim size son sözlerim : Felsefeyi insanlara ( özellikle "çocuklara") 7 başlı bir canavar olarak tanıtmayın. Korkmasınlar. Bırakınız yapsınlar,etsinler, eylesinler... Zor ve anlaşılmaz bir şey değil ki bu, yer küreyi parçalayacak bir makine yapmıyoruz ki biz... Yazımı şu ayet ile noktalamak istiyorum : " De ki,” Bilenler ile bilmeyenler,hiç bir olur mu? Hiç şüphesiz ancak akıl sahipleri ( bunu) idrak edip anlar."
Zümer Suresi 9. Ayet
Yorumlar
Yorum Gönder