İHTİYAÇ

 Son birkaç haftadır hastayım. Kıştan ötürü normal  tabii. Maalesef algınlık boğazlarıma da yansıdı.Eski sesim gitti ve yerine ölümü bekleyen bir tutsağın sesi geldi sanki. Size bunu tarif edemem ama bu, bu berbat. Boğuk ve kesik soluklu sesim yüzünden maalesef sessizlik hücresindeyim sanki. Bu ses yüzünden haliyle konuşamıyorum doğru düzgün. Kendimi ifade edemiyorum. Ne zaman konuşmaya yeltensem cümlemi tamamlayamadan boğuk ve hırıltılı bir nida çıkıyor. Sınıfta,evde,sokakta,dükkanlarda her yerde...

Cevap vermek istediğim sorulara cevap veremiyorum,istediğim esprileri yapamıyorum, doğru düzgün tartışma bile yapamıyorum. Sanki herkes efendi ben de köle gibiyim. Meğer ne büyük marifetmiş konuşmak ! Bir an gelsin de sadece hiç durmadan düzgün bir sesle konuşsam diye bekliyorum. Konuştuğumun ve karşıdakinin bir önemi yok, beni dinlesin yeter. Eğer konuşmazsa insan, insanların içinde de yalnız kalır insan... Yalnızlık öyle bir şeydir ki,  hastalık gibi yayılır insanlar arasında. Ayrıca aksine temas olmazsa bulaşır. Konuşmak, tat almak,koklamak,görmek,dokunmak ve hissetmek sanılanın aksine bize bağımlı değil. Çünkü biz bağlıyız onlara. Olmazsa yaşayamayız. Varolan değildir bunlar, ihtiyaçtır. Ben birkaç hafta mahkumum sessizliğe.  Peki ya dünyanın öbür bucaklarında sesi kısılmaya zorlanan insanlar ?  Hiçbir suç işlememiş halde temiz bir bardak suya muhtaç kalanlar ? En temel haklardan biri olan ifade ve basın özgürlüğünü bile kullanamadan kellesini teslim eden gazeteciler ? Toplumu bozan şey ne bilmiyorum ama bunu bilemememizin sebebi ifade özgürlüğünün olmamasıdır. Hastalık var ama teşhis edemiyoruz. Bana tonlarca maden versinler, her ülkenin ve diyarın sınırlarını açsınlar, beni korumaları için binlerce asker ve yüzlerce ordu bağışlasınlar , onlarca büyük küçük baş hayvan hediye etsinler ve bana konuşmayı veya duymayı veya dokunmayı veya özellikle görmeyi yasak etsinler ; ben yine kabul etmem. Önce özgürlük. Benden susamayı,acıkmayı,uyuklamayı alsınlar; suç bile işlemeyi göze alırım geri almak için. Yoksa zevkin bir anlamı kalacağını da düşünmüyorum. Kısa oldu ama bence çok şey ifade ettim. Umarım en kısa zamanda iyileşirim. İyi günler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYANIN EN ZOR (!) EYLEMİ : DÜŞÜNMEK

ARAMAYA MUHTACIZ.

TENKİT ,TAHLİL , TERTİP VE ÖĞRENİLENLER... ( BU DÖNEM İÇİN )