KANUNLAR, YILLAR GEÇTİKÇE DEĞERSİZLEŞİYOR

Kanunlar; doğru oldukları için değil, kanun oldukları için yürürlüktedir.
                                       Montegine
Dünyaya bir sıfat verecek olsaydım : "kötülükler cenneti, iyilikler cehennemi" olurdu. Çünkü her kötülüğün altında masum bir iyilik ( ya da bir arzu), her iyiliğin altında da şeytani bir kötülük yatar. Kaçınız mantıklı bir sebep bulmaksızın yaptığınız iyilikleri alçakgönüllülükle dışa vurdunuz ?  Ama hepiniz yaptığınız kötülüklerde makul gibi görünen masum iyiliklere sığınak aradınız ! Kanunlar da insanların amikdalalardan oluşan dürtülerini sindirmeleri için oluşturulmuş yazısal veya sözel kurallardır. Basit bir örnekten gidelim  : Yerlere çöp atmamak. Siz yasak olduğu için mi atmıyorsunuz, yoksa gerçekten de bunun zararlı olduğunun bilincinde olduğunuz için mi? Kendimizi kandırmayalım. İnsanlar korkak varlıklardır. Risk alma dürtülerini zaman evrildikçe körelmiştir. Risk, hayatı canında kanında tutan şeydir. Yaşadığınızı hissedersiniz. Fakat kanunlar kolektif amaçlar taşımamalı. Bu konuda daha küçükken bile çok hassastım.Bana göre toplumda merkeziyetçiliği kendine ekol almış kolektif amaç taşıyan  "hiçbir kanun olmamalı". Bu arada zaten bunların haricinde varolan kanun sayısı sıfırdır. Yani, evet. Ben kanunlara karşıyım. İnsanlar; aptal olduklarını,korkak olduklarını görmeli. Gerekirse hatalarının acılarını en yüksek şekilde çekmeliler. Çünkü bugünlerde kimse süslü lafları ciddiye almıyor! Belki de bunun sebebi bu süslü lafları hazırlayan insansı varlıkların da bunu gerçek amaçlarından farklı yazmalarıdır... Ha, işte böyle insanlar derslerini alacaklardır.Öyle vatandaşlaran kampanya parası toplamakla, çıkarları doğrulultusunu amaçlayarak belediyeleri seçmekle siz dünyanın daha güzel bir yer olacağını mı sanıyorsunuz ? Eğer sanıyorsanız, kandırıldınız. İnsanlar, yaptıkları bencilce ve korkakça hatalardan ders almak için bunun bedelini dünyaya ödemeleri lazım ! İşte o zaman dünya belki daha iyi olabilir ! Cezalar caydırıcı olmalıdır. Bu yüzden kanunların bir işe yaradığını zannetmiyorum. Hırsızlık yapmayı yanlış olduğu için değil suç olduğu için insanların vicdanlarına oynayarak bunu engelliyorsanız insanlar kendi şanslarını yaratmak için normalde olacağından daha fazla hırsızlık olacaktır. Hayatta kendi şanslarını yaratmak için feda edecekleri hiçbir şeyi olmayan insanlar tanıyorum. En büyük olduğunu söyleyen ülkelere bakınız ve görünüz: evsizlik, hırsızlık, dolandırıcılık, kaçakçılık, istismarcılık gibi birçok pisliğin o ülkelerde fazla olduğuna bakın. Amerika'ya bakın. Kadınları ne kadar aşağıladıklarına bakın. Evsizlerin ne kadar fazla olduğuna bakın. İsviçre'nin en çok çocuk işçi çalıştırmada önde olduğunu biliyor muydunuz eskiden ? Size melek gibi gözüken insanlar pisliklerini gizlemek için iyi bir insan rolü yapacaklar. Hatta direkt olarak  insan rolü yapacaklar insan olmadıklarını gizlemek için. Benim önerim şu : Eğer bir yargı üzerine kurallar oluşturulacaksa bu bir bölgeye mahsus özel mülk idaresinde merkeziyetçi ve kolektif bir amaç gütmeden insanların isteğiyle oluşturulmalıdır ve geri kalanını birey halletmelidir. Özel hukuk mahkemelerine, arabuluculuğa ağırlık verilmelidir. Borsa özgürleşmelidir. Ve otorite aşılarak insanlar özgür yaşamak için gerçekten ahlak üzerine ve doğruluğa önem veren caydırıcı kanunlar uygulanmalı. Özgürlükle bir dünya iyi olacaksa bu caydırıcılıkla adaletin sağlanmasıyla olur.



  Vicdanın ikinci bir kanun koyucu olduğuna inanıyorum. Bizim yakalayamadıklarımızı o kaçırmaz. 
                                 Dostoyevski
       

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

DÜNYANIN EN ZOR (!) EYLEMİ : DÜŞÜNMEK

ARAMAYA MUHTACIZ.

TENKİT ,TAHLİL , TERTİP VE ÖĞRENİLENLER... ( BU DÖNEM İÇİN )